1 Ağustos 2014 Cuma

"Uyku Kaçsa Rüya Kalsa" ve Merhaba


İlk öykü kitabım "Uyku Kaçsa Rüya Kalsa" çıktı. Heyecanlıyım :)

Eğer edebiyat adasında şimdiye dek tanışmamışsak buyrun; "Uyku Kaçsa Rüya Kalsa"nın tanıtım metni... Ve Merhaba!..





Normalin içinde dehşet var mıdır? Bana göre normal dehşet vericidir. Pınar Sönmez, normal görünenin saklı dehşetini arıyor. Çünkü dehşet biraz cennete benzer. Bu nedenle Pınar Sönmez'in öyküleri kanımca tetikte okunmalıdır,” diyor Faruk Duman.

Öykü, has edebiyatın en nadide mecralarından. Uyku Kaçsa Rüya Kalsa, Pınar Sönmez’in ilk kitabı. Pınar Sönmez’in öyküleri ve incelemeleri, Sözcükler, Kitap-lık, Notos, Sıcak Nal, Cumhuriyet Kitap, Egoist Okur ve Virgül’de yayımlandı. Kitaptaki tüm öyküler Tezer Özlü, Tomris Uyar, Leyla Erbil, Sevim Burak, Sevgi Soysal’dan epigraflarla açılıyor. Yazar, öncüsü kabul ettiği kadın öykücülere, yazarlara selam gönderiyor. İlk öykü “Birike Birike”, adıyla da, Tezer Özlü’nün “Yaşam yalnızca sokaklarda...” epigrafıyla da öykülerin atmosferini, kentin sokaklarını ve benlikte “o an”da neler olduğunu adım adım arama, istenilen kapılardan geçme sürecini anlatıyor. Bu kapılar, kapanan İstiklal Kitabevi’nden, Kadıköy’e; Taksim Meydanı’ndan bir ressam atölyesine, Nina Simone’ın sesinden, Kundera’nın etkisine, Ferit Edgü öykülerinden günbegün anlatılan tatile bağlanan dünyalara açılıyor. Hayatın içindeki hakkaniyet, illüzyon, renkler ve Faruk Duman’ın da belirttiği gibi “normal görünenin saklı dehşeti”… “Filmden çıktık. Yönetmene dedim ki, “Çok değil mi arka arkaya üç kanlı cinayet?” “Gerçekte altı cinayet vardı,” dedi bana.” Anlatılar, kırılma anlarını şaşırtarak takip ediyor.

“Hayatı daraltmayı, sonra değişik noktalarda genişletmeyi öğrendiğimi sanıyorum ya da tersini…” diyor bir karakter.  Dilin de, hayatın da “nasıl” ekseninde sorgulanışını okuyoruz. “Şehir korosu, uğultuya dönüşmüş sesiyle eşlik ediyor bize.” Şehrin akıp giden hali, dalgaları, müziği, sesi sayfalarda.

“Hayat ilerler. Bir karar, bir hayat, bir karar, bir hayat,” ve “Birike birike biliyoruz kendimiz,” ayrı öykülerde. Ama döküldüğü deniz aynı.

“Hep hatırlanacağı daha o saniye bilinen bir tanışmanın unutulmazlığı nesinde midir?

  I ş ı ğ ı n d a…”

  Her öykü bir tanışma.

 

 

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...